| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | good faith n. | iyi niyet | ||
|
When there is such indifference combined with good faith on the part of the consumer, human lives are in danger. Tüketici tarafında iyi niyetle birlikte böyle bir kayıtsızlık olduğunda, insan hayatları tehlikeye girer. More Sentences |
||||
| General | good faith adj. | iyi niyetli | ||
|
Would that not be an act of good faith with the ACP? Bu ACP'ye karşı iyi niyetli bir davranış olmaz mı? More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | good faith n. | iyi niyet | ||
|
And we should trust in the good faith of people in the political parties in the European Parliament. Ve Avrupa Parlamentosu'ndaki siyasi partilerdeki insanların iyi niyetine güvenmeliyiz. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Law | good faith n. | iyi niyet | ||
|
When there is such indifference combined with good faith on the part of the consumer, human lives are in danger. Tüketicinin iyi niyetiyle birlikte böyle bir kayıtsızlık söz konusu olduğunda, insan hayatı tehlikeye girer. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | good faith n. | iyiniyet | ||
| General | good faith n. | güven (birine karşı beslenen) | ||
| General | good faith n. | niyetin ciddiliği | ||
| General | good faith n. | itimat | ||
| General | good faith n. | hüsnüniyet | ||
| General | good faith adj. | iyi niyetle yapılmış | ||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | good faith n. | dürüstlük | ||
| Trade/Economic | good faith n. | hüsnüniyet | ||
| Law | ||||
| Law | good faith n. | dürüstlük kuralı | ||
| Law | good faith n. | hüsnüniyet | ||
| Law | good faith n. | iyiniyet | ||
| Insurance | ||||
| Insurance | good faith n. | iyi niyet | ||
